Odesa: Ukrayna’nın Hedonizmi ve Rusya’nın Başarısızlığı
Yazar: Pierre Scordia
Temmuz 2017’de, iki yıl aradan sonra Karadeniz’in incisi Odesa’ya döndüm. Varşova’dan kalkan uçakta yanımda bir Rus kadın oturuyordu. Büyükbabasının cenazesine katılmak için Bessarabia’ya gidiyormuş. Rusya ve Ukrayna arasındaki direk uçuşlar kalktığından beri, bu iki ülke arasında uçuş yapacak olanlar Minsk, İstanbul, Riga ya da Orta Avrupa’dan kalkan uçaklara binmek zorundalar. Kadın, Rusya ve Ukrayna arasındaki anlaşmazlık nedeniyle çok üzgün olduğunu ve bu durumun neredeyse 2 yıldır aileyi birbirinden ayırdığını “Birbirimizle artık konuşmuyorduk.” diyerek itiraf etti. Putin’in Ukrayna politikasını onaylamadığını ama aynı zamanda Kiev hükümetinin de komşusuyla tüm kültürel bağlarını kesmesine nasıl olup da karar verdiğine üzüldüğünü belirtti. Artık direk uçuşlar yoktu, Rus Kanalları, sosyal medya bağlantıları ve Rusya’da düzenlenmiş kitaplar da yasaklanmıştı. En çok korktuğu şey ise Ukrayna’nın eninde sonunda, Rusya Federasyonu’nda ikamet eden binlerce Ukraynalı insanın sürülmesini tetikleme riski olan, Rus vatandaşlarına vize şartı getirecek olması[1].
Havalimanına vardığımda, yeni havalimanının en azından dışarıdan tamamlandığını gördüm. Yapımı 5 yıldan fazla süren inşaata yolsuzluk skandalından sonra uzunca bir zaman ara verilmişti. Yeni binanın hala daha faaliyette olmaması bende hayal kırıklığı yarattı, Sovyetler Birliği’nden kalma olan bina ise hala daha kullanılabilir halde. Binanın içindeki ekranlarda Ukrayna ve Avrupa Birliği’nin bayraklarının renkleri, Ukrayna dilinde sloganla “Vizesiz Seyahat! Ukrayna Avrupa’ya Yaklaşıyor!” birlikte gururla gösteriliyordu. Vize serbestliği, Başkan Petro Poroshenko için, Ukrayna toplumu üzerinde olumlu bir açıdan ciddi bir psikolojik etki bırakan önemli bir zaferdir. Bu başarı ile Özgürlük Meydanı (Nezalezhnosti) devrimi sırasında çekilen acıların sonunda karşılığı verilmiş oldu. Ukrayna’da, özellikle 40 yaş üstündeki insanlarda, Batı dünyasının bir parçası olma isteği oldukça güçlü.
Şehir merkezine dair ilk izlenimim, Odesa savaş öncesindeki, 2000’li yıllardaki canlılığını, geri kazanmıştı. Avrupalı, Türk, Gürcü, İsrailli ve hatta Belaruslu birçok turist, sezonun başı olmasına rağmen caddelerde görülebiliyor. Kafeler ve restoranlar insanlarla dolu ve Ukrayna’nın mavi-sarı bayrağı her yerde huzur içinde dalgalanıyor. Sokaklarda askerler, yol kapatmalar ya da Rusya yanlısı grafitiler artık yok. Donbass’taki savaşa dair izler tamamıyla kaybolmuş. İş adamı Taras’ın anlattığına göre, Odesa’daki hiç kimse kaybedilmiş bölge olan Donetsk ve Lugansk’ı Ruslardan kurtarmak ya da oranın yeniden yapılandırılması için para ödemek istemiyor. Taras, “Bununla birlikte, Ukrayna, Rus terör saldırılarının Ukrayna içinde daha fazla ilerlemesini önlemek için buna askeri bir dille cevap vermek zorunda. Bir liman kenti olan Mariupol ne pahasına olursa olsun savunulmalıdır. Bu savaşın reformlarımızı geriye çevirmesini istemiyoruz. Ukrayna’nın istikrarını ve moralini bozmak tam olarak Vladimir Putin’in istediği şeydir.” diye de ekliyor.
“Peki, Kırım ne olacak?” Sessizlik… Anladığım kadarıyla, yarımadanın ilhakı hala insanları incitiyor ve Donbass’ın aksine Ukraynalılar, Kırımdan vazgeçmeyecekler. “Kırım ekonomik bir felaketti.” diyor sonunda sorumu cevaplayan Taras. “Rusya’nın işgali altında kaldığı sürece Kırım turist endüstrisini geliştiremeyecek. Zengin Ruslar, Kırım’dansa Fransız Riviyera’sına gitmeyi tercih ediyorlar. Diğerleri, daha ucuz olduğu için Türkiye’ye gidiyorlar. Kırım yeni Transdinyester olacak.” Odesalılar hala daha ayrılıkçı yanlısı Moldovya Cumhuriyeti’ne karşı şüpheliler.
Odesa sokaklarında, yeni polisleri, Batı tarzı arabaları ve üniformaları ile görebilirsiniz. Orta yaşlarında, Odesa polisi için çalışan bir kadın bana yolsuzluğun 2016'da belirgin bir şekilde düştüğünü ancak hükümetin değişmesini takiben Serhii Kniaziev'in atanmasından bu yana, tehlikeli uygulamaların, özellikle eski polis korumasıyla, tekrar başladığını söyledi. Şehrin yönetimi hala Russophile Gennadiy Trukhanov tarafından kontrol edilmektedir. Trukhanov, kaldırım asfaltında uzmanlaşmış bir şirkete sahip olduğu için, Odesa’nın birçok plajına uzun gezinti alanları döşenmiştir; ancak onun hırsı burada sona ermiyor... Odesa’nın zarif Francuski (Fransız) bulvarının geniş döşemeli caddesini genişletmek istiyor ve birçok ağaç bu yüzden kesilecek bu da güçlü itirazlara neden oldu.
Daha sonra, en son 2015 yılında bulunduğum, Bessarabia’a komşu Tararbunary’ı tekrar ziyaret ettim. Bir önceki ziyaretimde tanıştığım, benden 3 kızını Batı’ya götürmemi isteyen Bulgar asıllı emekli adam ile yeniden buluştuk. Çatışmaya rağmen, Sovyetler Birliği ve Rus Kültürüne yönelik özlem dolu hüznü değişmeden kalmış. Bir çanak anten sayesinde, eski Sovyet şarkılarını dinlemeye ve Rus televizyonunu izlemeye devam ediyor. Rus propagandasını desteklemeyi seviyor fakat yalanların tümüyle farkında. Rus medyası her gün kaybettikleri Ukrayna hakkında konuşuyorlar… Kalıcı barış ise henüz akla gelmiyor.
Bulgar asıllı emekli, eski Yanukoviç rejimi altında daha iyi yaşadığını tekrar belirtiyor. Hala daha üç kızını alıp Batı’ya götürmemi istiyor mu? Bu sorumu cevaplamıyor… Dokunaklı bir sessizliğe bürünüyor. Kızları artık Batı’da yaşamayı hayal etmiyor. Odesa’da hayat keyifli ve hepsi kendilerine iyi hayat şartları sunan pozisyonlara sahipler. Bir yandan da hepsi Batı Avrupa’ya seyahat etmeyi istiyor. Kızlarından ikisi, Rusya ile olacak bir sıkıntıya karşılık Bulgaristan’dan vatandaşlık almış olmalarına rağmen vize serbestliği bu insanlara özgürlük hissi veriyor.
Fakat Polonya ve Baltık ülküleri, Rusya’nın planının başarısız olacağından ve Ukrayna’nın Avrupa’ya demir atacağından eminler. Kiev ile Brüksel arasında imzalanan Ekonomik İşbirliği Anlaşması nihayet 1 Eylül’den itibaren yürürlüğe girecek. Polonya’nın siyasi, akademik ve kültürel etkileri Odesa’da gittikçe artmaktadır. Türklere gelince, onların Ukrayna’daki ekonomik varlığı kayda değer bir durumda. İstanbul şehri, Odesa’nın merkezinde inşa edilen muhteşem bahçeler için ödeme yapıyor. Odesa’nın hedonisttik atmosferinin keyfini çıkarmak isteyen daha fazla Türk turist Karadeniz’i daha çok geçiyor. Ukrayna, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendi cumhuriyetinden uzaklaştırmak istediği Batı’nın tatlı “günahlarından” mahrum kalmak istemeyen Türk turistlerden vize talep etmiyor. Erdoğan’ın vatandaşları Ukrayna’nın güzelliklerine duyarsız kalamıyor ve ateşli bir geceye göz yumuyor.
Vladimir Putin’in, Ukrayna’nın moralini düşürdüğü politikası kısa vadede verimini kanıtladı fakat uzun vadede, Rusça konuşan Ukraynalılar arasındaki anti-Rus duygusunu tetiklediğinden, iki ülke arasındaki ilişkilere yıkıcı bir etki yaptı. Rus ordusunun şiddetli saldırısı, Rusya ve Odesa arasındaki sadece kültürel ve turistik değişimlerin sona ermesine değil aynı zamanda Rus ekonomik yatırımların azalmasına da neden oldu. Bu boşluk, Avrupa Birliği ve Türkiye tarafından oldukça hızlı bir şekilde dolduruldu. Bir süpermarkete girdiğinizde, Latin alfabesiyle etiketlenmiş ürünlerin raflarda daha çok yer bulduğunu görüyorsunuz.
Ukrayna’nın güneybatısındaki bölgede kültürel devrim gerçekleşiyor. Gençler, İngilizce öğrenmeye başladılar ve yabancılara gülümsemekten artık korkmuyorlar. Avrupa Birliği ile geri dönüşü olmayan ekonomik ve politik bağlar zamanla buradaki aşırı yolsuzluklara son verecek. Ayrıca, Rus saldırısı devam ederse, muhtemelen Ukrayna bir gün Latin harflerini kullanmaya başlayacak ve Batı’ya daha fazla bağlanmış olacak.
Varşova’ya dönerken, Onur Devrimi’nin psikolojik etkileri, Avrupa Birliği’nin katkılarıyla birlikte (İngilizler, ekonomik refahın ve demokratik değerlerin koruyucusu olan bu oluşumdan ayrılmadan önce iki kez düşünmeliler.) bana Ukraynalıların zihniyetini yavaşça ama elbette değiştirecek gibi gözüküyor. Yolsuzluk ve politik başarısızlıklara rağmen, eminim ki Ukrayna modern ve canlı Avrupa demokrasisi olmak için doğru yolda ilerliyor.
[1] 2 hafta sonra ise, Kiev tüm Rus vatandaşlarından zorunlu giriş belgesi istedi.
Türkçe’ye Çeviren: Meltem Başoğlu
FΩRMIdea Istanbul, 17 Eylül 2017.
Bu makalenin orjinali Huffington Post'ta yayınlanmıştır. | In English