FREDERİCK BRUCE THOMAS: SIRADIŞI BİR KARARKTERİN KADERİ

 

Yazar: Rinaldo Tomaselli

Çeviren: Meltem Başoğlu 

Frederick Thomas, Çarlık Rusyası ve İstanbul’da gece hayatından servet yapmış Mississippili bir Afro-Amerikalı. O zamanlar ”Siyahi Rus” ya da “Jazz Sultan” olarak da biliniyor.

12 Haziran 1872’de Coahoma, Mississippi, Amerika’da doğar ve 12 Haziran 1928’de İstanbul’da ölür.

Frederick’in annesi Hannah ve babası Lewis kölelikten azat edilmiş, Louisiana sınırında küçük bir mülk sahibi olan siyahilerdi. 1886 yılında beyaz bir çiftçi mülklerini ellerinden alır. Tüm olanaksızlıklara rağmen Thomas’ın ailesi beyaz çiftçiyi dava eder ve Yüksek Mahkeme ailenin lehine karar vererek, tarlalarını onlara bırakır.

O zamanlar, siyahilerin beyazlar karşısında bir davayı kazanması akıl alır şey değildir.  Beyaz çiftçi temyize başvurur, dava nedeniyle tehdit altında olan Thomas’ın ailesi 1890 yılında Mississippi’den ayrılıp Memphis’e yerleşmeye karar verirler. Frederick’in babası Lewis, nedeni anlaşılamayan bir cinayete kurban gider ve başlarına gelen bu felaket ailenin dağılmasına neden olur.

Frederick, Afrikalı-Amerikalılara karşı şiddetin ve adaletsiz uygulamaların Güney’e göre daha az sıklıkta yaşandığı Şikago’ya gitmeye karar verir. Daha fazla özgürlük arayışı da 1894 yılında onu Avrupa’ya taşır. Birçok ülke gezer, Fransızca öğrenir ve daha sonra 1899 yılında birlikte Moskova’ya taşınacağı zengin bir aile tarafından uşak olarak işe alınır.

Moskova’nın en gözde tiyatro-kafesi Yar’ın sahibinin asistanı olmadan önce on yıl boyunca garson, kâhya ve uşak olarak çalışır. Kafede düzenli olarak gösteri yapan Sokolovski çingene grubunun kölelik yıllarına dair şarkıları Thomas’a kendi insanlarının Mississippi’deki hikayelerini hatırlatır. Kafe, Moskovalı burjuvaların uğrak yerlerinden birine dönüşürken Frederick Thomas da zengin müşterilerin sevgilisi olur. Yeterince para biriktirdikten sonra 1911 yılında, iki Rus ortağın yardımı ile açtığı eğlence bahçesi çabucak ünlenir. 1912 yılında şehir merkezinde kiraladığı müzikhol “Maksim” de Moskovitler[1] arasında bir anda popüler hale gelir.

Oradan oraya sürüklenen Frederick Thomas’ın kaderi Moskova’da değişir. Rus vatandaşlığı alır, 3 kez evlenir ve 5 çocuk sahibi olur. Odessa’da bir daça[2] alır ve Moskova’da mülklere sahip olur. Mississippili, Afrikalı-Amerikan bir göçmen, bir kölenin oğlu Rusya’da bir servet yapmıştır.  

Ülke siyasetindeki trajik değişiklikler, Frederick Thomas’ın Moskova gece hayatındaki başarılı işini durdurur. 1917 yılındaki Bolşevik İhtilali sonrası zengin ve başarılı bir Amerikalı olarak kaçmak zorunda kalır. Önce Odessa’ya gider fakat şehir 1919 Nisan ayında Beyaz Ordu[3]’ya yardım eden Fransız ve İngiliz birlikleri tarafından işgal edilir. Bu kargaşa arasında karısı Elvira, çocukları ve diğer mültecileri İstanbul’a demirleyecek olan ‘İmparator Nikolas’ bandralı Rus gemisine bindirmeyi başarır. Osmanlı İmparatorluğu’nun başkentine varır varmaz yardım istemek, en olmadı Amerika Birleşik Devletleri’ne geri gönderilmek için Amerikan Elçiliğine koşar. Konsolosluk yetkilileri Thomas’ın Amerikan vatandaşlığını tanımazlar ve ona yardım etmeyi reddederler. Bu tavrın altında yatan neden şüphesiz Thomas’ın siyahi olmasıydı.

Frederick Thomas birçok Rus mülteci gibi tüm zenginliğini geride bırakmıştır ve İstanbul’da yeniden iş kurmaya çalışır. Üç ay sonra Şişli’de zamanın moda gruplarının çaldığı “Stella” isimli bir dans salonu açar. Stella başarılı olunca, 1921 yılında Pera’daki Magic sinemasının bahçesini kiralar ve orayı gece kulübüne çevirir. Fakat bu girişim Thomas’ın büyük bir borca girmesine de neden olur. İstanbul’daki yeni mekanına eğlence sektörüne adım atmasını sağlayan Moskova’daki kulübü Maksim’in anısına “Maksim” adını verir. İflasın eşiğindeyken jazz ve Charleston dansının moda olmasıyla işleri toparlanmaya başlar. 1920’lerin ekonomik ve politik sıkıntıları içinde olan Türkiye’sine rağmen Frederick Thomas’ın iş yeri şehrin en popüler mekânı olmayı başarır. İstanbul burjuvasından geriye kalanlar, can çekişmekte olan Osmanlı İmparatorluğuna getirilen yeni müzik tarzı “jazz” dinlemek için can atarlar. Thomas bu nedenle “Jazzın Sultanı” olarak anılır. İstanbul’u işgal eden Fransız ve İngiliz askerleri de Maxim’in gedikli müşterileri arasındadırlar ve Thomas’ın bu başarısına hatırı sayılır katkıları olur.

Thomas’ın bütün şansına rağmen bu başarı çok uzun soluklu olmaz ve cumhuriyetin ilk yıllarında iş kan kaybetmeye başlar. Mekânın müdavimleri olan yabancılar ve burjuva kesimin çoğunluğu şehri terk eder, elçilik ve çalışanları da yeni başkent Ankara’ya transfer edilir. Bu durum Frederick Thomas’ın borçlarını ödeyememesine neden olur. Ödeyemediği kredileri nedeniyle hapse atılır ve mekanına el konulur. El konulduktan sonra mekân “Yeni Maksim” olarak anılır.

Başına gelenlerden sonra Frederick Thomas bir daha iyileşemez. 12 Haziran 1928’de birkaç haftadır tedavi görmekte olduğu Taksim’deki Fransız Hastanesi’nde ölür.

Ruslar, Amerikalılar ve İstanbullu burjuvaların yanı sıra Avrupa’nın her yerinden gelen eğlendirdiği insanlar tarafından unutulan Frederick Thomas, bugün Protestan Feriköy Mezarlığında edebi istirahattedir, ailesi ise Fransa’da yaşamaktadırlar.

Form-idea.com İstanbul, 17 Kasım 2020. | ©form-idea.com

[1] Muscovite: Moskova doğumlu, Moskova’nın yerlisi olan kişiler için kullanılan sıfat.

[2] Rusya, Ukrayna, diğer eski Sovyet ve daha az olarak eski Doğu Bloku kentlerinin yakınlarında konumlanan müstakil veya site içindeki ev, kır evi, tatil evi, yazlık, villa.

[3] 1917 Ekim Devrimi'nden sonra Bolşeviklerin Kızıl Ordusuna karşı saldırıya geçen ve Rus iç savaşını başlatan Çar yanlısı olarak bilinen fakat ideolojik fikir birliğine sahip olmayan gruptur.

Read this article in English | Lire cet article en français | Lea este artículo en español 


Follow Us

Facebooktwitterlinkedinrssyoutubeinstagram

Sanat | Kültür | POLİTİKA

https://form-idea.com/ana-sayfa/

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Circles | Michael’s Story

November 16, 2020